İçeriğe geç

Pterjium kör eder mi ?

Pterjium Kör Eder mi? — Görmenin Siyaseti Üzerine Bir Düşünce Denemesi

Güç, Görme ve İktidarın Anatomisi

Bir siyaset bilimci olarak meseleye bakıldığında, “Pterjium kör eder mi?” sorusu yalnızca bir tıbbi rahatsızlığın değil, aynı zamanda iktidarın görme biçimlerinin metaforudur. Pterjium, gözün saydam tabakasına doğru büyüyen et dokusudur; yani görmeyi bulanıklaştıran, yavaş yavaş körlüğe sürükleyen bir bedensel müdahale. Ancak bu yazıda, mesele bedenden çok topluma dair bir alegoridir: Toplumun gözünü kapatan iktidar dokusu kör eder mi?

Görme, siyasette bilme ve fark etme anlamına gelir. Körlük ise bilinçsizlik, yönlendirilmişlik ve teslimiyettir. Tıpkı pterjiumun yavaşça gözün üzerine yayılması gibi, iktidar da çoğu zaman fark edilmeden bilinci örter. İşte bu nedenle, siyaset bilimci açısından “pterjium” bir hastalık değil, bir yönetim biçimidir.

İktidarın Gözü: Görmek mi, Görülmek mi?

İktidarın en derin özelliği, kimin neyi gördüğünü kontrol etmektir. Devlet, medya ve kurumlar, vatandaşın gözünü kiminle ve neyle dolduracağını belirler. Michel Foucault’nun dediği gibi, “iktidar her yerdedir çünkü her ilişki onun izlerini taşır.” Pterjium burada iktidarın dokusu gibidir; saydam gibi görünür ama yavaşça görme alanını daraltır.

Bir yurttaş, sürekli aynı haber kaynaklarından besleniyor, aynı söylemleri dinliyor, aynı sembollerle yönlendiriliyorsa, o da fark etmeden pterjium gibi bir körlüğe mahkûm olur. Göz görmeye devam eder ama anlamı seçemez.

Acaba modern vatandaş, kendi gözündeki pterjiumu görebilecek kadar özgür mü?

Kurumların Körlüğü: Bürokratik Görünmezlik

Kurumlar, iktidarın gözleridir. Devlet, parti, medya, eğitim sistemi… Hepsi toplumun nereye bakacağını belirleyen merceklerdir. Ancak bu mercekler, çoğu zaman kendi varlıklarını görünmez kılar. Tıpkı pterjiumun gözün kenarından sessizce büyümesi gibi, kurumsal güç de fark edilmeden büyür.

Siyaset biliminde bu durum “bürokratik körlük” olarak adlandırılır. Vatandaş devletin mekanizmalarını göremez, yalnızca sonuçları hisseder. Kurumlar, hesap vermez hale geldikçe gözün üzerine daha kalın bir “et tabakası” iner.

Devletin gözü açık ama halkın gözü kapanmışsa, kör kimdir?

İdeolojinin Et Perdesi: Görmek İstemeyenler

İdeoloji, gözün önüne çekilen en kalın perdedir. Her ideoloji, kendi hakikatini görünür kılar, diğerlerini görünmezleştirir. Bu anlamda ideoloji, bir pterjium gibi çalışır: Başta rahatsız etmez, hatta koruyucu görünür. Ancak zamanla bilinci işgal eder, bireyin kendi bakış açısını kaybettirir.

Farklı toplumsal gruplar, bu körlüğe farklı biçimlerde tepki verir. Erkek egemen siyaset genellikle görme yetisini stratejiyle eş tutar: Gücü ele geçiren, gören olur. Görmek, kontrol etmektir. Kadın odaklı siyaset ise görmeyi paylaşmak, deneyimi çoğaltmak ve birlikte fark etmek anlamına gelir. Kadınların demokratik katılım arayışı, bu körlüğe karşı kolektif bir panzehirdir.

Belki de asıl körlük, sadece kendi bakışının doğru olduğuna inanmaktır.

Vatandaşlık: Gözünü Açmak Bir Eylemdir

Vatandaşlık, sadece hakların toplamı değil, aynı zamanda farkındalığın pratiğidir. Kör bir vatandaşlık, yönlendirilebilir bir toplum üretir. Gözünü açmak, bir siyasal eylemdir; çünkü görmek, sorgulamaktır. Pterjium nasıl cerrahi bir müdahale gerektiriyorsa, siyasal körlük de eleştirel düşünceyle tedavi edilir.

Siyaset biliminde “görmek” demek, iktidarı teşhir etmek, söylemleri çözümlemek, sessiz kalmış alanları görünür kılmak demektir. Körlüğü ortadan kaldırmak, bir tür demokrasi operasyonudur. Bu nedenle, “pterjium kör eder mi?” sorusu siyasal bir çağrıdır: Kör olmamak için, kimlerin gözümüze perde çektiğini görmemiz gerekir.

Görmenin Cinsiyeti: Güç ve Etkileşim Arasında

Erkeklerin siyasal pratikleri genellikle strateji, güç ve kontrol merkezlidir. Kadınların bakışı ise iletişim, paylaşım ve katılım odaklıdır. Bu iki yaklaşımın birleşimi, toplumsal görme biçimimizi yenileyebilir. Bir taraf gözü yönetmek isterken, diğer taraf gözün gördüğünü birlikte anlamlandırmak ister.

Bu iki yön birleştirildiğinde, siyasal körlük azalır. Çünkü iktidar sadece gözün değil, bakışın da sahibidir. Görme yetimizi paylaşmak, iktidarın göz üzerindeki tekelini kırmanın tek yoludur.

Sonuç: Pterjium Kör Etmez, Ama Körlüğü Anlamayan Körleşir

Sonuç olarak, pterjiumun kendisi değil, onu fark etmeyen bilinç kör eder. Toplumsal pterjium da böyledir: İktidarın, kurumların ve ideolojinin dokusu, bilincin üzerine sessizce örülür. Körlük biyolojik değil, siyasal bir durumdur.

Gözümüzü açmak, sadece görmek değil; gördüğümüzü sorgulamak, anladığımızı paylaşmak ve hakikatin ışığına direnmek demektir.

Peki senin gözünde pterjium var mı?

Yoksa görmediğini bile fark edemeyecek kadar görsel bir çağın vatandaşı mısın?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
tulipbetsplash